Merhaba..

Yeliz Hanım sorunum biraz karışık ve uzun ama elimden geldiğince anlaşılır olarak anlatmaya çalışacağım. Babamın eski ortağı son zamanlarda maddi açıdan çok sıkışık duruma girer. Bu arada babası da vefat etmiştir. Babasının vefaati sonrasında kız kardeşi ve annesi ile birlikte kendisine babasından miras kalan bazı mallar vardır. Bu mallardan en önemlisi ise aynı apartmanda bulunan 3 tane dairedir. Aralarındaki anlaşmaya göre anneleri bir, kız kardeşi bir ve kendisi de bir dairenin sahibi olacaktır. Bu şekilde aralarında yaptıkları anlaşmayı, tapuda da yapmaya karar verirler. Ama bu arada anneleri bir kalp rahatsızlığı geçirir ve hastaneye kaldırılır. Bir kısım ameliyatlar ve tedavi geçirir. Bu esnada babamın bu eski ortağı paraya çok sıkışmış olduğunu söyler ve babama kendisine miras olarak kalmış olan bu evi satmayı teklif eder. Babam da hem fiyatı uygun geldiğinden hem de eski ortağına yardım etmek amacıyla bu teklifi kabul eder. Aralarında bir sözleşme yaparlar. Bu sözleşmeye göre daireyi babam bu kişiden 220.000-TL’ye satın alır. Parayı da peşin olarak kişiye öder. Babamın eski ortağı annesi hastaneden çıkıp ta tapuda bu evi kendi üzerine aldığında, babama tapusunu da verecektir. Ancak anneleri hastaneden daha çıkamadan şunu öğrendik. Bu eski ortağın borçları varmış. Alacaklılarından biri bir icra takibi açmış ve babasından kalan bu eve haciz koydurtmuş. Ve bir dava açmış. Ancak davanın neden açıldığını bilmiyorum. Anlayamadım. Babam bu davayı açan avukatı bulup konuşmuş. Dediğine göre kendileri eski ortağa miras olarak kalan her ne varsa alacakmış. Çünkü alacakları çok fazlaymış. Hatta miras olarak kalan mallar bile bu alacaklarını karşılamaya yetmiyormuş. Siz bu evden umudunuzu kesin demiş babama. Şimdi evimizde büyük bir sorun haline geldi bu olay. Babamın eski ortağı çok üzgün olduğunu söylüyor ve o avukatın dediklerini yalanlıyor. Evi en kısa zamanda babama vereceğini söylüyor. Yeliz Hanım yaşadığımız stresi size anlatamam. Annemle babam arasında da bu olay çok ciddi bir sorun oldu. Evlatlarımın nafakasını o adama verdin diye annem babamın üzerine çok gidiyor. Babamın da hastalanacağından korkuyorum. Ne yapmamızı tavsiye edersiniz? Babama bir avukata gidelim diyorum ama o umutla hala eski ortağının lafını dinliyor ve bekliyor. Ne yapmalıyız? Gerçekten de evin tapusunu alabilir miyiz? Alamazsak en azından verdiğimiz parayı alabilir miyiz? Vereceğiniz yanıt ve harcayacağınız emek ve zaman için şimdiden çok teşekkür ederim. İşlerinizde başarılar..

Merhaba..

Kesinlikle sorununuzu anlatmakta başarılı olmuşsunuz. Evet içinde bulunduğunuz durumu gayet net anladım. İyi niyet ve üzgünüm ama biraz da bilgisizliğin eseri bir durum içerisinde olduğunuz çok net anlaşılıyor. Çok komplike bir durum içerisinde olduğunuz için ben çok detaya girmemeye çalışarak; olabildiğince kısa ve net bir cevap vermeye çalışacağım.

Öncelikle şu hususta bilgilendirmek gerekiyor. Bir taşınmaz malla ilgili her türlü tasarruf işlemi (satım gibi) muhakkak resmi şekilde yapılmalıdır. Resmi şekilden kastım ise tapu sicilinde tapu sicil memurunca düzenlenecek bir satım sözleşmesini müteakip, tapu sicilinde alıcı adına tescil edilmesidir. Bu şekil kuralı, yapılacak olan taşınmaz satım sözleşmesinin geçerlilik koşuludur.

Aslına bakarsanız, bizim hukuk sistemimizde aslolan yapılacak sözleşmelerin hiçbir şekle tabi olmamasıdır. Ancak bu genel prensibin birçok istisnası da vardır. Taşınmaz mallara ilişkin tasarruf işlemleri ise bu istisnalardan en önemlilerindendir.

Bir taşınmaz satım sözleşmesi kanunen zorunlu kılınan bu geçerlilik şekline uygun yapılmazsa; hiçbir hüküm ve sonuç doğurmaz. Nitekim babanız ile eski ortağı arasında yapılan sözleşme de şekle uygun yapılmadığından; geçersizdir. Sadece bu sözleşmeye dayanarak babanız evin tapu sicilinde kendi adına tescilini mahkeme nezdinde dahi maalesef ki talep edemeyecektir.

Görünen o ki; babanızın eski ortağı da bu tescili yapamaz haldedir. Zira borcundan dolayı elbirliği halinde maliklerinden olduğu miras malları üzerindeki miras payına haciz konulmuş. Anladığım kadarıyla alacaklı ortaklığın giderilmesi davası açmış. Bu dava ile önce eski ortağınızın miras payını elbirliği halinde mülkiyetten çıkarıp iştirak halinde mülkiyete çevirecek ve sonra da bu pay üzerindeki hacze dayanarak malları sattırıp alacağına mahsuben bu satımdan elde edilen paraya el koyacak.

Çokça kelam edilesi bir durum. Ancak daha önce de dediğim gibi çok komplike olduğundan açıklamalarımı daha ziyade ne yapmanız gerektiği ile sınırlı tutmak istiyorum. Evin babanız adına tapu sicilinde tescili şu aşamada imkansız görünüyor. Elbette eski ortağınız alacaklısına borcunu öder; miras payı üzerindeki haczi kaldırıp; diğer mirasçılarla taksim anlaşması yapar ve bu evi önce kendi adına tescil ettirip sonra babanıza temlik ederse o başka. Ama bu ihtimalleri de zaten paraya sıkışık olduğunu söylediğiniz için direk olarak eliyorum.

Yapmanız gereken aralarında geçersiz olarak yapılmış sözleşme uyarınca kendisine ödemiş olduğunuz 220.000-TL’nin, eski ortakça haksız yere zenginleşildiğinden bahisle bir sebepsiz zenginleşmeye dayalı iade davası açmaktır. Bu dava ile zaten hukuken hüküm ve sonuç doğurması imkansız olan sözleşme uyarınca karşı taraf üzerine düşen edim yükümünü gerçekleştirmemiş olduğundan; verdiğiniz parayı iade etmesini isteyeceksiniz.

Dava açılırken muhakkak mahkemeden bir ihtiyatı tedbir kararı talep etmelisiniz. Bu davada sözleşmeyi, bu sözleşme uyarınca eski ortağa 220.000-TL’nin verildiğini kanıtlamakla yükümlüsünüz. Sanırım bunları ispat hususunda sorun yaşamazsınız. Ancak dava sonucunda mahkeme taleplerinizi haklı görüp; yasal faizi ile birlikte 220.000-TL’nin tarafınıza iadesine hükmetse dahi; bu koşullarda olan birinden bu parayı alabileceğinizden de şüpheliyim.

Maalesef ki; mahkemece bir karar verilmesi tek başına yeterli olmayıp; verilen kararın icra edilebilir olması da önemlidir. Mahkeme kararının gereği karşı tarafça yapılmazsa; bu kararı icraya koymak gerekir. İcraya konulduğunda da; karşı tarafın cebr-i icra usulüyle haczedilip, paraya çevrilebilir bir malvarlığı değeri olması gerekir.

Size şimdiden kolaylıklar diliyor; bu haklı mücadelenizde bir uzman yardımı almanızı kesinlikle tavsiye ediyorum. Zaten bir hayli aleyhinize görünen koşullar, deneyimsiz bir kişi olarak sadece tarafınızca bu mücadelenin verilmesi halinde tamamen aleyhinize dönebilir. Vakit kaybetmeksizin konusunda uzman bir avukata başvurmalısınız.